27 Eylül 2010 Pazartesi

Buyuk resmi gormek onemli olan...

Ego keşke jöle gibi birşey olsaydı. Saça sürüldükten sonra yikaninca aksa gitse saçlardan. Ya da yediğinde de sıçınca gitse makattan. Ama gitmiyor işte öyle kolay kolay bünyeden. Örümcek adamın uzaydan gelen belalısı gibi sariveriyor tüm benligini. Azicik kaybetmeye baslayinca, burnun biraz sürtülmeye basladımı, etrafindakilerinden farkı olmadığını anlamaya basladığın zaman, asfalt yollar, toprak olmaya başlıyor, patikalar çirkin gözükmüyor gözüne, gocunmuyorsun emek vererek yapilan olağan işlere. Sende insansın bende, O da, diğerleri de. Acı yazdırır tatlı susatır. Ekşi eskitir dudakları. Hep olağana ulaşma çabasında uzaklaşıyorum sanki basit olandan. Süreklilik sağlayamıyorum motivasyonuma kaynak aktaramıyorum B fonumdan. Enerji kaynaklarım her geçen gün tükeniyor. Yeşilden griye. Işıklar artıkça tepelerde yeni yapılan çürük tokilerle ihalelerle azalıyor umutlarım günden güne. Politikam yeşil, rengim şeffaf. Kaybedince anlıyor elindekinin sadece telefon olmadığını. O gidince bozlunca, kaybolunca numaraların bi numaran kalmıyor. Rehberindeki aranmayan numaralar italik oluyor. Pişman olup bold italik olup boynunu bükmeleri. Ulaşma çaban artip. Acaba arayan var mıdır? diye yersiz endişelirin. Bağlantıdır seni hayatta karşı savunmalı kılan. Ses olmasada görüntü vardır yanında biri olduğu zaman. Ister istemez daha savunmaya önem verirsin. Elindekini kaybetmemek icin. Masada yalnız oturmamak için. Egonu bile tatmin etmek için ihtiyacın vardır çevrene.  Çevren ve hileyle olmamalı sevgin. Çevren ve hasretle olmali her daim. N`olcak sanki altı üstü bir telefon.

20 Eylül 2010 Pazartesi

ExbakkaL

Eski bakkallari hatirlar misiniz? keske olsa gene mahallelerimizde. Dijital seslerin az oldugu az karanlik ama fazla ellenmemis islenmemis urunlarin satildigi. Hani simdinin pazarlama ustalari diyorlar ya organik. AZ ellenmis yani fazla ihale olmamis fason firmalara O urunlerden. Bakkali anlatacaktim gene icsel politikama kaydim eksensizce. Bakkal eski olsun kafa yapisi yeni, dusunce tarzimiz guncel bilincimiz cevreci. Torba olmasa mesela kese kagidi olsa buyuk buyuk onun icinde de kucuk kucuk kese torbaciklar kagittan. Ben ve benim gibiler yasamadi o devirleri yetisemedim. Tvde eski flimlerde gordum bazen de yabancil flimlerde yabancilastiranlarda insanlari. Bir de espirisini cok duydum erkek muhabbetlerinde libidoyu astigimizda. Naylona sarili olmasa keske urunlerin cogu hatta hepsi. Hijyen sadece rafta degil her tarafta olsa. Ekmekler gene tahta kasaile gelse sicak sicak bakkala. Minciklasa cocuklar secerken. Buyukler uyarsa anlasa cocuklar oracikta hijyenle tijenin farkini. Tijen'in ses hijyenin saglik oldugunu. Peynir dolabi olsa koyden gelmis teneklerden doldurulmus olsa. Tadrak alsan tadarken adini bildigin gibi bakkal peynir olsa O. Hani hem karpuzla hem rakiyla hem sucuklu yumurta ile ayni tadi veren canim bol yagli bakkla peyniri.Sular cam sisede olsa gene. Tasirken parmagin kopcakmis gibi olan cocuklara eziye su sisman ama suyu icmeyen pisman sulardan. Depozitolu olsa mesela getir siseyi al parayi, sev dogayi. Uzun lafin uzatasin var ama acikinca beklemeyince yemek saati benim saatimi gitmek lazim dunyayi saan bu plastiklaeden Uzagaaaa.

                                                                                                                                        ank/ogle vakti

6 Eylül 2010 Pazartesi

kaldıysa


Öyle günlerden bir gün, gecelerden bır gece, yıllardan bir yıl daha. Gelmişsin yolun bitmediği ama ben benzinin azaldığı, adeletin koklandığı, gerçeklerin saklandığı, aşkların yıprandığı saygının saklandığı sevginin unutulduğu, inancın para, paranın kırbaç olduğu yıllara. Ne yalan söyliyim ne yaşamak istiyorum şu hayatta ne de yaşlanmak. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu der gibisiniz. Aynen öyle seçimlerin bile an be an değiştiği yeni dünyaya hoş geldiniz. Kaypak dünya. Kaygan ama pak değil. Vıcık vıcık olmuş politikaların sömürgenin meşrulaştırıldığı dünyanın kaypak bekçileri yaptı bizi para illeti. Ne dinledi milleti ne de sevindirdi diğer milleti. Çokta gurur duymuyorum yazdıklarımla belkide kendime sövüyorum aslında yazarken. Bir kez daha söylüyorum kendi kendime dinlermi bilinçaltım bilmem ama babamı artık daha iyi anlıyorum. Bütün fırçaları aklıma geldikçe parlatıyor artık düşüncelerimi. Eskiden geçer giderdi acı bir meltem esintisi gibi. Yarını kimsenin belli değil illa ki. Senden sonrakilere biraz daha zaman kazandırmak istiyorsan. Bıraktığın yer önemli. Sıçıp bırakma sifonu çek. Çekte senden sonraki sana lanet yağdırmasın. Yarını düzgün bırakmak istiyorsan adım at yerden bir çöp al çöp kutusuna at. Sen bir ol senin gören on olur onu gören baka kalır. Utanır utanma kaldıysa tabi....